7 Temmuz 2016 Perşembe

BEN KİTAP FUARINDAN KİTAP BİLE ÇALMADIM

Kardeşim whats app'tan bir fotoğraf göndermiş, yıllar öncesinden ona aldığım doğum günü hediyesinin içine koyduğum notun fotoğrafı, ta 1976'dan kalma. Hediyeyi hatırlıyor musun dedi, düşündüm, hatırlamıyorum. Epey kıvrandırdıktan sonra söyledi hediyeyi, pul defteri. Şimdilerde kimsenin sahip olmayı düşünmediği ama o devirlerde pek kıymetli olan bir şey. Herkes için için kıymetli, benim içinse özel bir anlamı olan bir nesne: Pul defteri.
İlk kez dün gece kardeşimle paylaştım birazdan anlatacağım anımı, daha da geriye gittim, 1972'ye.

Orta 2'deyim, bir arkadaşımla beraber o gün sınıf nöbetçisiyiz ve teneffüslerde sınıfta duruyoruz. Sabahtan, sınıfımızdaki başka bir arkadaş okula pul defterini getirmiş. Uçuk yeşil ciltli bu defterde o kadar değerli pullar vardı ki ederinin beşbin lira civarında olduğu bir anda yayılıverdi fısıltı gazetesiyle. Babamın o günlerdeki maaşının ikibuçuk katı falan. Defter, üçüncü teneffüs sonrası sırra kadem bastı. O dersin öğretmeni ve okul idaresi hemen olaya el koydu. Tüm okulun öğrencilerin sıraları ve çantaları arandı, defter yok. İki ayrı müdür yardımcısı biz nöbetçileri odasına aldı, bildiğin çapraz sorgu -o zamanlar böyle bir şeyden haberim bile yok.
Beni sorgulayan müdür yardımcısına, işlik, laboratuvar ve malzeme odalarının aranıp aranmadığını sordum. "Hadi birlikte arayalım" dedi. Ev işi ve el işi işliklerine, fen laboratuvarına baktıktan sonra sıra harita odasına geldi. Aynı zamanda sınıfın harita koluyum. Odaya girer girmez fark ettim düzen değişikliğini. Duvarlara dayanmış rulo halinde onlarca harita eskisi gibi yerlerinde duruyordu ancak daima odanın ortasında olan eski bir masa, çekmecesi duvara bakacak şekilde duvara yanaştırılmıştı. Masayı çekip çekmecesini açtığımızda pul defteri ortaya çıkıverdi. Ben sevinçle "İşte!" diye bağırıp müdür yardımcısını yüzüne baktığımda, gördüğüm ifadeyi ömrüm boyunca unutamayacağım: Tiksinti, hakir görme, şüphe...
Bu sırada koridordan diğer nöbetçi öğrenciyi sorgulayan müdür yardımcısının sesi geldi, "Mustafa bey gelin, çocuk suçunu itiraf etti." Meğer ben, tuvalete gittiğim sırada diğer arkadaşım pul defterini alarak saklamış ve baskıya dayanamayarak itiraf etmiş. Maddi değeri için aldığını düşünmüyorum, öyle ulaşılmaz bir nesneydi ki çoğu kişi için.
Kardeşim, "Hadi hadi birlikte planladınız değil mi?" diye kafa buluyor benimle. Kendimi savunma cümlem: "BEN KİTAP FUARINDAN BİLE KİTAP ÇALMADIM BUGÜNE DEK"

Kendime alamadığım defteri almışım sana kardeşim, bugüne kadar kimseye anlatmamıştım pul defteri anısını, çünkü müdür yardımcısının o bakışını başka bir yüzde yine görme olasılığı var ya... 

Sevgiyle...